11 Temmuz’da silahlarını yaktığını duyuran ve kısa süre önce Türkiye’den tamamen çekildiğini açıklayan PKK, bölgedeki hareketliliğini farklı bir boyuta taşıdı. Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) katılan yaklaşık 2 bin PKK mensubunun varlığı dikkat çekerken, SDG’nin Suriye ordusuna entegre olma süreci de Ankara tarafından yakından izleniyor. Türkiye, bu kişilerin doğrudan Şam’a bağlı askeri birliklerde yer almasına açıkça karşı çıkıyor ve bu duruma ilişkin net bir tavır ortaya koyuyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), sahada bu gelişmeleri anbean takip ederken, bölgedeki güvenlik politikalarının da yeniden şekillenebileceği değerlendiriliyor.

SDG’nin Suriye Ordusuna Katılım Süreci Gündemde

Sabah gazetesinde yer alan bilgilere göre, SDG’nin Suriye ordusuna dahil edilmesi süreci bölge politikası açısından önemli bir aşamaya geldi. Türkiye’nin uzun süredir kırmızı çizgileri arasında yer alan bu durum, özellikle SDG’nin kolordu şeklinde yapılanmasına olumlu yaklaşılmamasıyla farklı bir yön kazandı. Edinilen bilgilere göre, SDG’nin üç ayrı tümen halinde Haseke, Rakka ve Deyrizor bölgelerinde konumlanmak istediği, ancak bu planın da Suriye yönetimince temkinli yaklaşıldığı belirtiliyor. Bu bölgeler, hem petrol hem de su kaynakları açısından stratejik öneme sahipken, nüfus yoğunluğu büyük oranda Araplardan oluşuyor. Kürt nüfus ise Kobani, Afrin ve Hama gibi bölgelere dağılmış durumda bulunuyor.

PKK’dan SDG’ye Geçiş Listesi MİT’in Takibinde

PKK’nın Türkiye’den çekildiğini açıklamasının ardından yaşanan bu geçiş süreci, güvenlik birimleri tarafından detaylı şekilde izleniyor. Silah bırakan PKK üyelerinin akıbeti ve SDG’ye katılan kişilerin kimlikleri MİT’in elindeki listelerle kayıt altına alınmış durumda. Ayrıca PKK’nın bazı silahlarının SDG’ye devredildiği yönündeki bilgiler de alanda doğrulanmaya çalışılıyor. Türkiye, bu gelişmeleri sadece sahada değil, diplomatik düzeyde de yakından izliyor. Olası bir entegrasyon durumunda gerekli adımların atılması için hazırlıkların sürdüğü, yetkililerce ifade ediliyor.